Çorlu Avrupayakası Gazetesi

Merve Üzel  Diyetisyen

İnsülin Dirençliyim Nasil Beslenebilirim?

Merve Üzel Diyetisyen

[email protected]

Hani bazı insanlar vardır çevrenizde kalplerini kazanmanız, onlarla “arkadaş” olabilmeniz zordur ama bir kez dillerinden anladınız mi sizin en önemli hayat arkadaşınız, kötü zaman dostunuz olurlar. Dışarıdan bakıldığında soğuk ve kibirli görünseler de içlerinde aslında oldukça yumuşak başlı, dost hane insanlardır. İnsülin direnci işte bu insanlara benzer. İlk teşhis konduğunda onun sizin düşmanınız mı dostunuz mu olacağına SİZ karar verirsiniz! İsterseniz bu hastalığı kabullenmeyip bir ömür onunla zıtlaşıp savaşabilirsiniz; isterseniz de bunu yaşamınızı düzene sokmak için bir avantaj gibi görüp hastalığınızla arkadaş olmayı deneyebilirsiniz.

Normal hayatta nasıl yeni tanıştığınız insanlarla biranda çok içlidışlı olamıyorsanız insülin direnci ile dost olmanız da zamanla mümkün olacaktır. Hayatınızda adım adım uygulayacağınız bu değişiklikleri sıralamak gerekirse;

1) ARA ÖĞÜNLER

Kabul edin, siz uzun süreli açlıkların insanı değilsiniz! 3 saat bir şey yemediğiniz zaman eliniz ayağınız titremeye, gözünüz kararmaya başlar, soğuk terler dökersiniz. Bunun sebebi vücudunuzun yada iradenizin “zayıflığı” değil boşuna kendinizle savaşmayın. Bu gayet biyolojik bir olay. Şeker hastalarında en önemli olay kan şekerinin uzun süre dengeli tutulmasıdır. Bu hastalarda 2.saatten itibaren sindirimin etkisiyle şeker düşmeye başlar ve vücut size bunun sinyalini verir : “Hey, yanlış giden bir şeyler var, bana yakıt ver!” Bu nedenle her 2-2.5 saatte bir süt, yoğurt, ayran, kepekli bisküvi, kuruyemiş, meyve gibi bir şeyler tüketmelisiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta şu: Meyve yada sütlü-şerbetli bir tatlı tükettiyseniz ardından mutlaka bir süt ürünü ( ayran, yoğurt, süt ) tüketiniz. Çünkü bunlar şekerinizi çabuk yükseltirken protein içeren süt ürünleri dengelenmesini sağlayacaktır. Meyveli yoğurt bu öğünlerde tüketilebilecek en güzel alternatiflerdendir.

2)DİYABETİK ÜRÜNLER – TATLANDIRICILAR

Fruktoz, sorbitol, mannitol gibi enerji içeren tatlandırıcılar belirli miktarların üzerinde tüketildiği takdirde kan şekerini yükseltebilirler. Sorbitol fazla alındığında ishale neden olabilir. Ayrıca kilo problemi olan kişilerde bu tarz enerji içeren tatlandırıcıların kullanımı problemlere yol açabilir. Bu nedenle tatlandırıcıların bulunduğu yiyecekler bir diyetisyene danışılmadan tüketilmemelidir.
Tatlandırıcılara her ne kadar insülin direnci  hastalarında kurtarıcı madde gözüyle bakılsa da neticede yapay yolla elde edilen ürünlerdir. İlk aşamada doğal besinlerde( örneğin çaya konan şeker) azaltma yapılmaya çalışılmalı, olmuyorsa tatlandırıcı kullanımı gündeme gelmelidir. Unutulmamalıdır ki tatlandırıcıların da belli bir günlük kullanım miktarı vardır.

Diyet ürünleri de ( diyet bisküviler, diyet reçeller vb) sırf adında “diyet” kelimesi geçiyor diye hiçbir kısıtlama olmadan yenilebilecek yiyecekler olarak düşünülmemelidir.  Bunların da bir şeker ve kalori içerdiği akıldan çıkarılmamalıdır ve bu ürünlerin etiket bilgileri mutlaka okunmalıdır.

 

 

 

 

3) BEYAZ YERİNE ESMER

Beyaz undan yapılmış yiyecekler ( ekmek, pilav, makarna vb.) şekerinizin hızlı yükselmesine neden olur. Bunları tamamen hayatınızdan çıkarmak yerine kepekli makarna, kepekli pirinç kullanmak sizin için daha doğru olacaktır. Çünkü bu ürünlerin sindirimi daha uzun sürdüğünden kan şekerini de daha yavaş yükseltirler. Kepekli bir makarnayı bol yoğurtla tüketerek makarnayı biraz daha masumlaştırabilirsiniz. Yoğurt hem şekerinizin dengelenmesine yardımcı olacak hem de tokluk hissinizi arttıracaktır.

Ekmek olarak ise en ideali tam buğday ekmeğidir. Hem daha uzun süre tok tutar, hem de şekerinizi dengeler. Ama damak tadınıza uymuyorsa tam tahıllı, çavdar ya da kepekli olanları da tercih edebilirsiniz.

 

4) MEYVE – MEYVE SUYU

İnsülin dirençli kişilerin  hayatlarına katmaları gereken bir dost kavram “posa”.  Sebzelerde ( kabuğu soyulmamış),meyvelerde ve kurubaklagillerde bolca bulunan bu nimet kan şekerinin düzenlenmesini sağlıyor. Ama şöyle bir ayrıntı var; meyveyi normal olarak tükettiğimizde posasından faydalanıyoruz fakat sıkıp meyve suyu haline getirdiğimizde posasını kaybediyor, geriye şekerli su kalıyor. Bu nedenle meyveyi olduğu gibi tüketin, meyve suyu olarak değil.

Yazı 10662 kez okundu

Merve Üzel Diyetisyen Köşe Yazıları