Saatli Havuza Bakım Yapıldı
Çorlu’nun en yoğun noktalarından biri olan Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan saatli havuzda bakım ve temizlik çalışması gerçekleştirildi.
Çorlu’nun simgelerinden biri haline gelen ve özellikle yaz aylarında vatandaşların ilgi odağı olan Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan havuzda yapılan çalışmalar, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Belirli periyotlarla bakıma alınan saatli havuzda su tahliyesi yapılarak saatin bulunduğu alan boyandı, detaylı temizlik gerçekleştirildi. Havuz tabanında biriken tortular, yosunlaşma ve kirliliğe neden olan unsurlar temizlenirken, fıskiye sistemleri ve su püskürtme mekanizmaları da elden geçirildi. Saat mekanizmasının da kontrol edildiği çalışmalarda, havuzun hem görsel hem de teknik açıdan daha sağlıklı hale getirilmesi amaçlandı. Cumhuriyet Meydanı’nda çalışmaları gören vatandaşlar yapılan bakımdan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Meydanın Çorlu’nun vitrini olduğunu ifade eden vatandaşlar, “Saatli havuz meydanın en dikkat çeken noktalarından biri. Temiz ve bakımlı olması hem şehrin görüntüsü hem de insanlar açısından çok önemli. Yapılan çalışmaları olumlu buluyoruz” şeklinde konuştu.
İMDAT ŞAHİN
Çorlu Bu Görüntüleri Hak Etmiyor!
Çorlu’da kent estetiğini sağlamak ve yeşil alanları artırmak amacıyla cadde ve sokaklara yerleştirilen ağaç saksıları, duyarsız kişilerin hedefi haline geldi.
Çorlu Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne ait olduğu görülen saksıların içinin çöplerle doldurulması ve dış yüzeylerinin sprey boyalarla boyanması vatandaşların tepkisini çekiyor. Ağaçların bulunduğu büyük saksıların içlerinin sigara izmaritleri, yiyecek ambalajları, plastik atıklar, kâğıtlar ve cam şişelerle dolduğu görülüyor. Toprak yerine adeta çöp kovası gibi kullanılan saksılar, hem çevre kirliliğine yol açıyor hem de ağaçların sağlıklı gelişimini olumsuz etkiliyor. Özellikle yiyecek atıklarının bırakılması, çevrede kötü kokuya ve haşere oluşumuna neden oluyor.
SAKSILARIN BAŞINA GELMEYEN KALMAMIŞ!
Bununla birlikte saksıların dış yüzeylerine sprey boyalarla yapılan yazı ve şekiller de dikkat çekiyor. Kamusal alanlarda yer alan bu saksıların tahrip edilmesi, çevrede ciddi bir görüntü kirliliği oluştururken, tarihi dokusu bulunan parke taşlı sokaklarda bu manzaranın daha da rahatsız edici olduğu ifade ediliyor. Bölgede yaşayan vatandaşlar, defalarca temizlik yapılmasına rağmen aynı manzaranın kısa sürede yeniden oluştuğunu belirterek duruma isyan ediyor. Vatandaşlar, “Bu saksılar ağaçlar için yapıldı ama maalesef çöp kutusu gibi kullanılıyor. Hem çevre kirleniyor hem de emeğe yazık oluyor. Üstelik yapılan boyamalar da hiç yakışmıyor” diyerek yetkililerin daha kalıcı önlemler almasını istiyor.
ÇEVREYİ KİRLETENLERE CAYDIRICI CEZALAR VERİLSİN
Vatandaşlar, özellikle yoğun kullanılan sokaklarda denetimlerin artırılmasını, çevreyi kirletenlere caydırıcı cezalar uygulanmasını ve saksıların daha sık temizlenmesini talep ediyor. Ayrıca güvenlik kameralarının ve uyarı levhalarının da bu tür olumsuzlukların önüne geçebileceği dile getiriliyor. Kent estetiğinin korunmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayan vatandaşlar “Bu şehir hepimizin. Birkaç duyarsız kişi yüzünden Çorlu’nun görüntüsü bozulmasın” çağrısında bulunuyor.
İMDAT ŞAHİN
“Çorlu'nun Havasını Ve Doğasını Korumaya Kararlıyız”
Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, Yakuplu Mahallesi’nde yeniden açılması planlanan angus çiftliği projesine karşı belediyenin tüm birimleriyle teyakkuzda olduğunu belirterek; “Önceliğimiz hemşehrilerimizin sağlığıdır. Şehrimize zarar verecek hiçbir girişime sessiz kalmayacağız.” dedi.
Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt; belediye başkan yardımcıları, Çevre Komisyonu üyesi meclis üyeleri ve teknik birim müdürleriyle bir araya gelerek kenti yakından ilgilendiren önemli bir çevre gündemini masaya yatırdı. Toplantının ana gündem maddesi, Yakuplu Mahallesi’nde tekrar faaliyete geçirilmesi planlanan angus çiftliği ve bu tesisin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci oldu.
“Hava Kirliliği ve Koku Riskine Geçit Vermeyeceğiz”
Toplantıda, tesisin bölgede yaratabileceği hava kirliliği, ağır koku ve yeraltı sularına olası etkileri teknik ekiplerin hazırladığı raporlar eşliğinde detaylıca incelendi. Değerlendirme sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Sarıkurt, Çorlu’nun sanayi yükü altında zaten hassas bir ekolojik dengede olduğunu hatırlatarak; “Çorlu’muza bağlı Şahpaz Mahallemizin komşusu olan, Marmaraereğlisi ilçesine bağlı Yakuplu Mahallesi’nde planlanan bu çiftliğin kentsel yaşam kalitemizi doğrudan etkileyeceğinin farkındayız. Teknik ekiplerimizin sunduğu veriler doğrultusunda, bölgede oluşabilecek hava kirliliği ve koku risklerini kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Çorlu Belediyesi olarak; şehrimizin havasını, suyunu ve toprağını kirletecek, vatandaşımızın huzurunu kaçıracak her türlü projenin titizlikle karşısında duracağız.” dedi.
“Çorlu’muzun Geleceğini Kimsenin İpotek Altına Almasına İzin Vermeyeceğiz”
Başkan Sarıkurt, belediyenin sadece takipçi değil, aynı zamanda müdahil olacağını vurgulayarak, “Vatandaşlarımızın temiz bir çevrede yaşama hakkı anayasal bir haktır. Biz de bu hakkı savunmak adına gerekli tüm hukuki ve idari süreçleri kararlılıkla yürüteceğiz. Çorlu’muzun geleceğini kimsenin ipotek altına almasına izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Başkan Sarıkurt, Hazırlanan Raporun Özetini Açıkladı
Planlanan tesisim 13 bin büyükbaş ve 65 bin küçükbaş hayvan kapasiteli olduğunu belirten Başkan Sarıkurt, “Bu tesis, günlük 845 ton dışkı, yıllık 308 bin ton atık üreten, günlük 1.300 ila 1.500 ton su tüketen, 150 bin nüfus eşdeğeri kirlilik yükü oluşturan, endüstriyel ölçekli bir hayvan besi tesisidir. Bu büyüklük, klasik bir çiftlik değil, sanayi tipi et üretim tesisi anlamına gelmektedir. Tesisten amonyak, hidrojen sülfür ve metan gazları salınacaktır. Hâkim rüzgârlar nedeniyle Çorlu’nun merkezi ve çevre mahalleler doğrudan etki altında olacaktır. Trakya’da sık görülen enverziyon (sıcaklık terselmesi) durumlarında koku şehir üzerinde birikecek. Daha önce aynı alanda faaliyet gösteren tesis hakkında yoğun koku şikâyetleri resmî kayıtlara girmişti. Sonuçta Çorlu’da hava kalitesi daha da düşecek, kent yaşanamaz hâle gelecektir.” dedi.
Tesisin su kaynakları ve içme suyu riski konusunda da değerlendirmede bulunan Başkan Sarıkurt, “Tesis, Türkmenli Göleti içme suyu havzası içerisinde yer alıyor. Günlük 300 - 400 ton kirli atık su oluşacak. Atık sular; azot, fosfor, antibiyotik kalıntıları ve patojenler içermektedir. Sızıntı ve yağmurla taşma riski nedeniyle yeraltı suları ve içme suyu ciddi tehdit altındadır. Dosyada DSİ’den alınmış yeterli ve bağlayıcı kurum görüşleri bulunmamaktadır. Bu durum, Çorlu’nun ve çevre yerleşimlerin su güvenliğini doğrudan tehlikeye atmaktadır.
Tesisten ayrıca günde 42 - 50 kamyon gübre çıkışı öngörülmektedir. Bu gübrenin nerede, nasıl ve hangi yollarla taşınacağı net değildir. Yakma veya fermantasyon sonrası kalan atıkların depolanacağı alanlar belirsizdir. Açık alanlarda birikecek gübreler, toprak ve su kirliliğine yol açacaktır.” dedi.
“Bu Şehir Bu Yükü Kaldıramaz”
Başkan Sarıkurt, “Bölge yolları hâlihazırda ağır vasıta yükü altındadır. Tesisle birlikte günde en az 100 - 150 ek ağır araç trafiğe çıkacaktır. Dar köy yolları bu yükü kaldıramaz. Çocuklar, çiftçiler ve bölge halkı için ciddi can güvenliği riski oluşacaktır. Sürekli gürültü ve egzoz kirliliği kırsal yaşamı ortadan kaldıracaktır. Yoğun hayvan popülasyonu; sinek, kemirgen ve hastalık taşıyıcıları artıracaktır. Olası bir salgın hayvan hastalığında acil müdahale ve izolasyon planları yetersizdir. Hastalıkların çevre tesislere ve bölgedeki hayvancılığa yayılma riski yüksektir.” şeklinde konuştu.
“Geri Dönülemez Bir Çevresel Tahribatın Eşiğindeyiz”
Hukuki ve planlama aykırılıklarına dikkati çeken Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, “Alan, yeraltı suyu besleme ve aşırı su çekim alanı içindedir. Üst ölçekli çevre düzeni planlarına aykırılıklar bulunmaktadır. Önceki ÇED başvuruları defalarca olumsuz sonuçlanmıştır. Gerekli kurum görüşleri ve teknik raporlar eksiktir. Bu tesis; Çorlu’nun havasını, suyunu ve toprağını kirletecek, halk sağlığını ve yaşam kalitesini düşürecek, bölgeyi geri dönülmez çevresel tahribata sürükleyecektir. Bu nedenle ÇED sürecinin durdurulması, ilgili tüm kurumların, sivil toplumun ve kamuoyunun sürece aktif biçimde müdahil olması hayati önem taşımaktadır.” dedi.