Mevsimsel değişiklik ile birlikte birçok ağrının tetiklendiği biliniyor. Bunlardan en önemlileri vücut ağrıları, boyun, sırt, bel ağrıları, romatizmal ağrılar, bacak ağrıları ve tabi ki baş ağrıları ön sıralarda yer almaktadırlar.

Migren,
tüm baş ağrısı hastalıkları içinde doktora en fazla başvuru nedenlerinden biridir.
Tek taraflı baş ağrısı, bulantı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet migrenin
karakteristik özelliklerindendir. Bunların dışında;
koku, alkollü içecekler, bazı tür peynirler ve şarküteri ürünleri, çikolata ve
baharatlı yiyecekler ile birlikte lodoslu havalar ve mevsimsel geçişler de
migreni tetikleyen etkenler arasında yer almaktadır. Lodoslu havalarda daha çok
hava ile birlikte taşınan tozlar, çeşitli partiküller ve kirlerin ağrıya neden
olduğu bildirilmiştir. Ayrıca mevsimsel değişiklikler ile birlikte havadaki
sıcaklığın azalması vücutta hormonal değişimlere neden olabilmektedir. Nitekim
özellikle kadınlarda menstürel (regl) dönemlerinde bu nöbetlerin sıklaşması bu
teoriyi destekler hale gelmiştir. Yılda birkaç kez atak geçiren migren
hastaları bu aylarda haftada en az bir iki atak geçirir hale gelebilir.
Atakların sayısının dışında şiddetinde de artış olabilir ve tek taraflı
zonklayıcı ve kompleks bir ağrı oluşturabilir. Ülkemizde gerçekleştirilen çok
merkezli bir baş ağrısı epidemiyolojisi çalışmasında, 15–55 yaş grubunda migren
görülme sıklığı %16.4 olarak bulunmuş olup bu oran kadınlar için %21.8,
erkekler için %10.9’dur. Bu değerler göreceli olarak yüksek izlenimi vermekle
birlikte yakın zamanda batıda yapılmış çalışmalar ile uyumludur.
Mevsimsel değişiklik ile korele giden başka
tür baş ağrıları da sayılabilir. Bunlar arasında Küme baş ağrısı ve Gerilim
tipi baş ağrısı bulunmaktadır.
Küme baş
ağrılarında ağrılar mevsimsel kümeleşme gösterir. Örneğin hastanın ağrıları
kasım ayında kümeleşme gösteriyorsa bir sonraki yılın kasım ayına kadar hastada
ağrı atağı beklenmez. Migrene göre daha kısa süren bu atakların, oyucu tarzda
çok daha şiddetli olduğu söylenebilir. Ayrıca bu hastalar atak sırasında son
derece rahatsız ve huzursuzdurlar. Hastalığa eşlik eden göz kızarıklığı, göz
yaşarması, burun akıntısı yüz kızarıklığı gibi otonom bulgular da görülebilir.
Türkiye’de en sık
görülen baş ağrı tiplerinden birisi olan Gerilim Tipi Baş Ağrısı (GTB) yıllık
yaklaşık %32 civarındadır. GTB’ler migrenden daha sık görülmekle birlikte
görece daha hafif baş ağrılarına neden olduklarından hekime başvuruda daha geri
plandadır. Sıklıkla 20 yaş civarında başlar, her yaşta görülebilir. Kadınlarda
biraz daha sık görülmekle birlikte aradaki fark migrende olduğu kadar çarpıcı
değildir. Sıklıkla iki yanlı bir baş ağrısına neden olması, zonklayıcı
olmaması, hareketle artmaması, atak sırasında bulantının olmayışı ve ışıktan
rahatsızlık duymama karakteristik özelliğidir.
Boyun, yüz ve saçlı derideki kasların kasılması sonucu oluşur. Kasların
kasılmasına neden olan nedir, tam olarak bilinmemektedir. Ataklar şeklinde
gelebildiği gibi, 3 aydan daha uzun süredir günlük veya gün aşırı baş ağrısının
olduğu kronikleşmiş halde de görülmesi seyrek değildir. Bu kronik form doktora
daha sık başvuru nedenidir.
Kış, sıcak yazdan
sonra daha sert bir dönem olarak algılanabilir. Herşeye rağmen kışın gelişine
daha olumlu bakmak için bu ağrılarla baş edebilmeyi öğrenmek gerekir. Peki
kışın gelişini daha mutlu karşılamak için neler yapılabilir?
Migren ağrıları
başlamadan önce stres ve anksiyeteden uzaklaşmak ilk atılabilecek
adımlardandır. Aile, aile dostlarımız ve sevdiğimiz arkadaşlarla zaman
geçirmek, soğuk kış günlerinde herkese iyi gelecektir. İkinci adım olarak
migren atağımızı tetikleyen faktörler belirlenmeli ve uzak durulmalıdır. Baş
edilemeyen ağrılar söz konusu olduğunda günümüzde migren tedavisinde çok yaygın
kullanılan tedaviler mevcuttur. Bunlar arasında antidepresanlar,
antiepileptikler, analjezik ve kardiyak ilaçlar sayılabilir. Uygun bir hastaya
uygun bir tedavi başlandığında sonuçlar yüz güldürücü olabiliyor. Medikal
tedavinin dışında Botox enjeksiyonu yapılabilmektedir. Kas-sinir kavşağına
botilinium toksini enjeksiyonu ile kasta felç durumu oluşturulur ve ağrının
önüne geçilmiş olur. Ancak enjeksiyonun etkisinin kısa sürmesinden dolayı (6
ay) tekrarlayan enjeksiyon uygulaması söz konusu olabilmektedir.
Küme baş ağrısı
çok ağrılı olması nedeniyle atak başladıktan hemen sonra çoğu hasta zaman
kaybetmeden nöroloji hekimine başvurma ihtiyacı duyar. Atak tedavisinde
oksijen, migren ilaçları, lokal anestezikler kullanılır. Önleyici tedavi olarak
kalsiyum kanal blokeri, kortikosteroid, lityum, ergotlar ve melatonin
kullanılabilir. Önlenemeyen ağrılarda sinir bloğu yapılabilmektedir. Bilinen küme
baş ağrısı olan hastalara, bahar ile birlikte atağın başlamaması için düzenli
bir uyku programı uygulanmalı ve alkolden kaçınılması önerilmelidir.
Gerilim tipi baş
ağrısında ise insanlar tıbbi yardımdan çok ağrıyı kendi yöntemleri ile
geçirmeye çalışmaktadırlar. Özellikle kullanılan ağrı kesiciler zamanla
faydasız hale gelip, bizzat bu ilaçların kendisi ağrı kaynağı haline gelebilir.
Oysa ki
analjezikler GTB’nin yalnızca akut tedavisinde kısa bir süreliğine kullanılır.
Önleyici tedavi olarak daha çok trisiklik antidepresanlar, seçici serotonin
geri alım inhibitörleri (SSRI), epilepsi ilaçları ve kas gevşeticiler nöroloji
hekimi kontrolünde kullanılır.
Özetle; Güzel kış
günlerimizi daha keyifli geçirmek için düzenli yaşam, düzenli egzersiz ve
akılcı ilaç kullanımı ile kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.