Gıda Güvenliğine Dikkat
Çorlu Güncel

Gıda Güvenliğine Dikkat

  • 25 Ekim 2018

Saadet Partisi Çorlu Kadın Kolları gıda güvenliği ile ilgili yazılı bir açıklaya yayınladı. Açıklamada, insanlığın devamlılığının sağlanması için gıda güvenliğine önem verilmesi gerektiği vurgulandı.

Yapılan açıklamada Saadet Partisi Çorlu Kadın Kolları, “Dünyada gıdaya bağlı olarak yaşanan her tartışmanın altında kıtlık, kaynak daralması, iklimsel değişiklikler gibi sorunlar değil, bütün açıklığı ile büyük bir adalet sorunun var olmasıdır. Kapitalist-Emperyalist yapının “kıt kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçların giderilmesi.” şeklindeki iktisat tanımını reddediyoruz ve bu tanımın emperyalizm tarafından her türlü adaletsizliğin meşrulaştırılmasında temel araçlardan biri olduğunu biliyor, ne kaynakların kıt, nede insan ihtiyaçların sınırsız olduğu yalanını asla kabul etmiyoruz” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK YILDA 18,6 KİLO KIRMIZI ET TÜKETİYORUZ”

Saadet Partisi Çorlu Kadın Kolları, “Ülkemizde yıllardan beri var olan yetersiz ve dengesiz beslenme sorununu adaletsiz gelir dağılımı temelinde gün geçtikçe derinleşmekte. Ülkemiz nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 1 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi millet olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır. Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. İstatistiklerde ABD’de yıllık kişi başı et tüketiminin 116.7 kilogram, Arjantin’de 99.5 kilogram, Avustralya’da 93.9 kilogram iken Türkiye’de yalnızca 18.6 kilogram olduğu görülmekte.

“POTANSİYELİMİZ VAR, KULLANMIYORUZ”

Ülkemiz geniş coğrafyası hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, yanlış uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretim geliştirilememektedir.  Dünyada yaşanan bu kadar büyük açlık tehlikesine rağmen ülke potansiyelinin değerlendirilerek hayvansal üretimin arttırılmaması bunun yerine, hayvansal protein açığının ithalat yolu ile karşılanmasının, ileride çok daha büyük açlık sorunlarını beraberinde getireceğini söylemek için büyük araştırmalara gerek yoktur.

“EKİLEN TARIM ARAZİLERİNDE DÜŞÜŞ VAR”

Yaşadığımız dünyada bir milyar insan, gıda bulmak için göç ediyor. Bu durumun ülkemizdeki yansıması olarak, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)  verilerine göre,  2001 yılında 26,4 milyon hektar olan tarım alanları 2016 yılında 23,7 milyon hektara gerilemesi şeklinde görülüyor. Yılda ortalama 180 bin hektar kayıpla 15 yılda toplam 2,7 milyon hektar (yaklaşık iki İstanbul büyüklüğünde) azalma olduğu ifade edilmekte. Tarım alanlarındaki azalma tarımsal istihdamda da azalmayı tetikliyor ve 2002 yılında tarımsal istihdam 7,46 milyon kişi iken, 2016 yılı nisan ayında %28 azalış ile 5,35 milyon kişiye gerilediğini görüyoruz.

“İTHALATÇI DURUMUNA GELDİK”

Türkiye'nin 2017 yılında gerçekleştirdiği toplam tarım ürünleri ithalatı yaklaşık 5 milyar doları bulmakta. Tarımsal alanda dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden olan ülkemiz maalesef ette, pirinçte, mercimekte, nohutta, limonda, pancarda ve nihayet buğday ve saman da dahi ithalatçı konuma düşürülmüştür. Görülmektedir ki, Türkiye hükümeti de diğer Güney Ülkeleri gibi Kuzey Ülkeleri’nin pazarı konumlandırmasına razı olan politikaları sürdürmektedir” denildi.

İmdat Şahin