• Rahmet İklimi Ramazan Ayi Ve Oruç İbadeti- Ii
Çorlu Güncel

Rahmet İklimi Ramazan Ayi Ve Oruç İbadeti- Ii

  • 15 Nisan 2021
  • 847 Kez Okundu

Ramazan ayı, biz Müslümanlar için oldukça önemli bir aydır. Bu ayda yaptığımız ibadetlerle nefislerimizi, gönüllerimizi revize etme gayreti içinde oluruz. Bu mübarek ayın rahmet, bereket, mağfiret ve duygu dolu fırsatlarından alabildiğine istifade etmeye çalışırız. Sahurları, iftar sofraları, teravihleri yanında, diğer sosyal ve kültürel etkinlikleriyle Ramazan ayının İslâm âleminde ayrı bir yeri vardır.

(GEÇEN HAFTADAN DEVAM)                                                                                                                                                                                                                 


Bu ayda tuttuğumuz orucun bilincinde olmalıyız. “İbadetlerimizin temelinde Allah rızası mı yoksa başka rızalar mı var?” sorusunu kendi kendimize sormalıyız. Eğer orucumuz Allah rızası için ise, inşallah, sevgili Peygamberimizin şu müjdesine nail oluruz: “Kim iman ederek ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir.” 
Sevgili Peygamberimiz (sav), “Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. O’na birisi sataşır veya küfrederse “Ben oruçluyum” desin.”  buyurmaktadır. Bu hadisin de dile getirdiği gibi oruç, bilenler için gerçekten bir kalkandır. 
Toplumsal barışın ve birlikteliğin sağlanmasında da oruç etkin rol oynamaktadır. Oruç tutanın sadece midesi değil aynı zamanda dili, eli, gönlü bütün uzuvları dünyada bu tür çirkinliklere karşı iftarı olmayan bir oruçtadır. Evet kısa vadede onun dilinin, iftarı güzel sözdür; gönlünün iftarı, güzel duygulardır. Elinin iftarı, hayır işlerde kullanmaktır; gözünün iftarı güzelliklere bakarak Yüce Rabbi’nin kudret ve kuvvetini anlamaktır. Aklın iftarı, millet ve insanlığa huzur verecek bilgi ve düşünceler üretmektir. Uzun vadede ise bu uzuvların iftarı, Yüce Rabbi’nin müjdesine erdiği andadır. İnancımıza göre asıl müjde ve iftar da bu olsa gerek. Orucun bu boyutu asla göz ardı edilmemelidir. İnsanların birbirleriyle iyi geçinme yerine birbirini yeme yarışında olduğu günümüzde, bu tür moral değerlerin ve yönlendirmelerin sağlayacağı faydalar yabana atılamayacak güçtedir. Nice masum hayatların sönmesinin, kanların akıtılmasının, aile ve dostlukların yıkılmasının temelinde, hiçbir değeri olmayan söz ve kavgaların olduğunu görmekteyiz. Bu tür olayların gerek fert ve gerekse toplumsal boyutta tamiri imkânsız yaralar ortaya çıkardığı da bir gerçektir. 
İşte dar anlamda oruçlu, geniş anlamda ise Müslüman, kavga ve anlamsız sözlere kapalıdır. Diğer bir ifadeyle o, Allah’ın rızası olmayan her türlü eyleme karşı iftarı olmayan bir oruçtadır. Onun kapısı adeta iftar sofrası gibi hep güzelliklere açılır. Maddi ve manevî yönden aç ve susuz insanlar onda hayat bulur. O sofrada nasıl gayri meşrû yiyecek ve içeceklere yer yoksa, onun dünyasında ve gönlünde meşrû olmayan davranış ve eylemlere geçit yoktur. 
Ramazan ayı diğer bir ifadeyle oruç ayı, kötülüklerin asgari seviyeye düştüğü bir aydır. Yayınlanan istatistiklere baktığımızda kazaların, cinayetlerin azaldığını görmek mümkündür. Bu noktada Resulullah (sav)’ın “Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar da zincire vurulur”  hadisinin ne derece anlam yüklü olduğu görülecektir. Ancak biz, açılan cennet kapılarını kapatır, kapatılan cehennem kapılarını açar ve zincire vurulan şeytanların bağını çözersek, doğal olarak bu rahmet ayından gerektiği şekilde fert ve toplum olarak fayda elde edemeyiz. Kanaatimize göre, “Cennet kapılarının açılması”, bu ayda insanın cennete girmesinde etkin olan ibadetlere fazlaca imkân verilmesi gerçeğini ifade etmektedir. Nitekim orucun yanında İslâm’ın diğer temel şartlarından olan namaz, zekât gibi ibadetler de bu ayda yoğunluk kazanmaktadır. Bunun yanında verilen sadakalar, yardımlaşmalar, ziyaretler, terk edilen kötü alışkanlıklar vb. davranışlar, cennetin kapılarını aralayan türden ibadetler değil midir? Cennetin kapılarını, güzellik, iyilik anahtarları açmaz mı? Kavgaya, çirkinliğe, yalana, sahtekârlığa, Allah’a isyana karşı oruçlu insan, güzellikler bahçesi cennetin konuğu değil midir? 
“Cehennem kapılarının kapanması” da Ramazan ayında kötülüklerin azalması ve insanların, cehenneme girmeye neden olacak türden günahlardan kaçınmaları anlamında olsa gerek. Bu bağlamda düşündüğümüzde, “Şeytanların zincire vuruluşu” da kişilerin nefislerini kontrol altına almaları ve onun kötü arzularına alet olmamaları şeklinde yorumlanabilir. Yani bir anlamda kişilerin nefisleri dizginlenmiştir ve şehevî duygulara hâkim olunmuştur. 
Bu mübarek ayda yaptığımız ibadetlerin iyi insan iyi Müslüman ve iyi vatandaş olmamıza katkısı olması dileğiyle... 

Mevlüt HALİLOĞLU
Çorlu Müftüsü