Oruç  Ve  Diyabet( Şeker Hastaliği)
Çorlu Güncel

Oruç Ve Diyabet( Şeker Hastaliği)

  • 19 Nisan 2021

İslamiyet dışında diğer dinlerde de yılın belli zamanlarında oruç tutulmaktadır. Bu nedenle tüm dünyada oruç ve diyabet ile ilgili çalışmalar yapılmıştır.


Amerika ,Avrupa ‘da  Diyabet Cemiyetleri  son yıllarda oruç ve  diyabet yönetimi ile ilgili raporlar yayınlamışlardır. Bu raporlardaki öneriler de dikkate alınarak Türk Endokrin Derneğimizde   bu konuda bir rapor yayınlamıştır .
Konuya başlamadan  önce  şunu belirtmeliyim ki; Hekiminizin  ramazanda oruçla ilgili tavsiyeler vermesi sizi oruca teşvik etmeyi amaçlamaz. İbadetini yerine getirmek isteyen bir kişinin sağlıkla ilgili zarar görmesini engellemek için tavsiyelerde bulunur. Orucu tutup tutmama kararını hastanın kendisine aittir.
Oruç tutmayı düşünen şeker  hastaları ramazandan 4-8 hafta önce durum değerlendirmesi için doktoruna  başvurmalıdır. Ramazana 4-8 haftadan daha kısa süre kaldığında yapılan tedavi değişiklikleri orucun ilk günlerinde sorun yaratabileceğinden önerilmez. 
Metformin,Pioglitazon, Alfaglukozidaz inhibitörleri ve DPP4-İ kullananlarda kan şeker düzeyleri iyi  ise, dehidratasyona( susuzluğa) neden olabilecek  eşlik eden hastalık yoksa, hastanın mikro/makrovasküler hastalıklara( şekere bağlı böbrek hastalığı kalp hastalığı , sinirlerin tutulmuş olması yada şekere bağlı göz hastalığı )  ilişkin değerlendirmesi yapılmışsa oruç genellikle iyi tolere edilir.
Metformin günde 3 doz alınıyorsa 2 doza geçilir. 
GLP-1A kullanımı, Ramazan’da özellikle obez (kilolu-şişman) hastalarda iştahı azaltmak  ve kan şekerini  düşürmek  açısından yararlı olabilir. Ancak ilacın mide –barsak sistemine olan  yan etki ihtimali nedeni ile en az 4-8 hafta önce başlanması gerekir.  Diüretik( idrar söktürücü) kullananlarda ve yaşlılarda SGLT2-İ kullanımı durumunda oruç tutulması hipovolemiyi(susuzluk) arttıracağı için önerilmemektedir. Hipovolemi( susuzluk)  riski olmayan hastalarda ise SGLT2-İ tedavisi planlanıyorsa ramazandan 4-8 hafta önce başlanıp aradaki dönemde hasta düzenli takip edilmelidir. 
Sabah veya sahurda alınan sülfonilüre grubu ilaçlar akşam-iftar öncesi hipoglisemiye( kan şekeri düşüklüğü)  neden olabileceğinden başka bir tedaviye geçilmelidir.
Yüksek doz çoklu ilaç kullanımı ile kan şekeri düzenlenen hastanının birde sülfonilüre grubu ilaç  kullanması daha yüksek risk oluşturmaktadır. Bu hastaların oruç tutması  önerilmez. Düşük dozla kan şekeri düzelen hastalar için isesülfonilüre alımını iftar saatine kaydırmak daha iyi olacaktır.
 Uzun etkili tek doz insülin kullananlarda oruç tutulabileceğine dair öneriler varsa da insülin kullanan hastanın genel riskleri dikkate alındığında, Kılavuz bize   bu hastaların oruç tutmamasının  daha uygun olacağını belirtmektedir. Ama   hastamızoruç tutmakta  ısrar ediyorsa insülin uygulaması iftar saatinde yapılması önerilir. Günde  2-3-4 kez insülin kullanan hastalarda oruç tutulması Türk Endokrin derneğimizin kılavuzuna göre  riskli bulunmakta ve tavsiye edilmemektedir.
Son olarak  bazı önerilerde bulunmak gerekirse;
1-Oruç kan şekeri düzeninizi  bozabilir, bu nedenle düzenli ve her zamankinden daha sık şeker takibi yapılmalıdır
2-Kan şekeri ölçümü ve kan vermek orucu bozmaz. 
3-Hipoglisemi( kan şekeri düşüklüğü)  hissi olduğu taktirde hemen parmak ucu kan şekeri bakılmalıdır. Kan şekeri  70 mg/dl den düşük çıkarsa  oruca devametmek hayati riske neden olacağından orucun bozulması gerekir.
4- İftar sonrası birden bire çok fazla yemek yerine öğünler bölünerek tüketilmeli,
5-Yeterince sıvı alınmalıdır.
Özel Çorlu Vatan Hastanesi
İç Hastalıkları Uzmanı 
Doç.Dr.Emine BİNNETOĞLU