Ergene İlçesi’ne bağlı Yeşiltepe Mahalle Muhtarı Hüseyin Doğru, Ergene Nehri ve Organize Deri Sanayisi’nden dolayı yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı.

Kanserden
Özellikle Genç Kızlarımız Ölüyor
Kanserden özellikle genç kızların öldüğünü
belirten Hüseyin Doğru: “Yeşiltepe ve Sağlık Mahallesi muhtarları olarak biz kanserden
çok fazla dertliyiz. Türkiye’de kanseri en fazla yaşadığımız bölge maalesef ve
maalesef Dilovası’ndan sonra burası. Bu durum Yeşiltepe halkına bir eziyet.
Gencecik insanlarımız özellikle gencecik kadınlarımız ölmeye başladı.” diyen
Doğru deri fabrikalarından da çok rahatsız olduklarını belirterek: “Kanser
kanser, kanser şu deri fabrikalarının o pisliği o kokusu bazen ne yaktığı belli
değil. Bazen bir koku geliyor insanı tamamen öldürüyor. Yaz olduğu zaman hemen
pencereleri kapatmaya koşuyoruz. Derenin kokusu keza öyle Çerkezköy’den
itibaren. Marmara Derin Deşarj projesi ile bu durumun giderileceği söyleniyor.
İnşallah düzelir. bekliyoruz umut ediyoruz” dedi.
Biz
O Derede Yüzüyorduk, Şimdi Ne Durumda
Ergene Deresi’nde yüzdüklerini belirten muhtar
Doğru: “Ben o derede yüzdüm, balık tuttum. Ben çok da yaşlı değilim 50
yaşındayım ben o derede yüzdüm, balık tuttum. Düşünün yani şu andaki durumu
düşünün. Ben yetkililere ilettik biz ne zaman tekrar bu derede yüzeceğiz ve
balık tutacağız. Şimdi 2019 da balık tutulacak diye söylediler, bekliyoruz.
2017 de olmadı inşallah 2019 da temizlenir” dedi.
Deri
Fabrikalarına Dikkat
Deri
fabrikalarının çok kişiye ekmek kapısı olduğunu ama zehirde saçtığını kaydeden
Hüseyin Doğru, “Bazen öyle bir koku geliyor ki insanlar sokaklardan çil yavrusu
gibi evlerine dağılıyorlar” dedi. Doğru, “Üst bölgelerde koku biraz daha az.
Ama alt bölgelerde maalesef koku çok fazla. Bu deri fabrikalarından çıkan
atıkları atmak için çok para ödemeleri gerekiyormuş, bu deri fabrikası
sahipleri de bunları atmamak için özellikle kömürlü olan kazanlarda biriktirip
Cumartesi günleri veya özellikle gece saatlerinde yaktığı söyleniyor. Biz bu
durumu söylediğimiz zaman bize ispat soruluyor. Ben gidip de kazanların içini
açıp bakamam. Bu durumu içerde çalışan insanlar söylüyor. Bizden ispat
istemekten ziyade bunları yetkililer takip etseler durum ortaya çıkar” dedi.
Hava
Ölçüm Aracı Varken Koku Azalıyor
Geçmiş dönemlerde hava ölçüm aracı geldiğinde
kokunun da kısmen azaldığını belirten Doğru: “Hava ölçüm aracını bir ara
getirip Deri Organize Sanayi’nin önüne koymuşlardı. Havadaki kirli gazları
tespit ediyordu. O aracı tekrar istedik, tamam koyacağız dediler hala o aracı
koymadılar. Aracı koydukları zaman koku azalıyor. Araç olmadığı zaman çok fazla
koku meydana geliyor” dedi.
Sadece
Deri Fabrikalarından Kaynaklandığı Söylenemez
Hüseyin Doğru: “Bu deri fabrikalarından
insanlarımız ekmek yedi ama çok fazla da zehirlendi. Bu sadece deri fabrikaları
üzerinden değil, bu kontrolsüzlüklerinden de kaynaklanıyor. Bu sadece deri
fabrikalarını suçlama bakımından söylemiyorum. Bu deri fabrikalardan gelen pislikler mi yoksa
Çerkezköy deki tekstil fabrikalarından gelen pisliklerinden dolayı mı neden
kaynaklanıyorsa bu durumun temizlenmesi lazım” diyen Hüseyin Doğru: “Bize bir
çay bardağı kirli su dereye akmayacak deniliyordu. Şimdi derenin kendi suyu
kalmadı, hepsi fabrikalardan çıkan kirli su. Bekliyoruz, inşallah her şey
düzelir” dedi.
İmdat Şahin