“Gencecik İnsanlarımızı Toprağa Veriyoruz”
Çorlu Güncel

“Gencecik İnsanlarımızı Toprağa Veriyoruz”

  • 19 Şubat 2018

Ergene İlçesi’ne bağlı Yeşiltepe Mahalle Muhtarı Hüseyin Doğru, Ergene Nehri ve Organize Deri Sanayisi’nden dolayı yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı.

Kanserden Özellikle Genç Kızlarımız Ölüyor

Kanserden özellikle genç kızların öldüğünü belirten Hüseyin Doğru: “Yeşiltepe ve Sağlık Mahallesi muhtarları olarak biz kanserden çok fazla dertliyiz. Türkiye’de kanseri en fazla yaşadığımız bölge maalesef ve maalesef Dilovası’ndan sonra burası. Bu durum Yeşiltepe halkına bir eziyet. Gencecik insanlarımız özellikle gencecik kadınlarımız ölmeye başladı.” diyen Doğru deri fabrikalarından da çok rahatsız olduklarını belirterek: “Kanser kanser, kanser şu deri fabrikalarının o pisliği o kokusu bazen ne yaktığı belli değil. Bazen bir koku geliyor insanı tamamen öldürüyor. Yaz olduğu zaman hemen pencereleri kapatmaya koşuyoruz. Derenin kokusu keza öyle Çerkezköy’den itibaren. Marmara Derin Deşarj projesi ile bu durumun giderileceği söyleniyor. İnşallah düzelir. bekliyoruz umut ediyoruz” dedi.

Biz O Derede Yüzüyorduk, Şimdi Ne Durumda

Ergene Deresi’nde yüzdüklerini belirten muhtar Doğru: “Ben o derede yüzdüm, balık tuttum. Ben çok da yaşlı değilim 50 yaşındayım ben o derede yüzdüm, balık tuttum. Düşünün yani şu andaki durumu düşünün. Ben yetkililere ilettik biz ne zaman tekrar bu derede yüzeceğiz ve balık tutacağız. Şimdi 2019 da balık tutulacak diye söylediler, bekliyoruz. 2017 de olmadı inşallah 2019 da temizlenir” dedi.

Deri Fabrikalarına Dikkat

Deri fabrikalarının çok kişiye ekmek kapısı olduğunu ama zehirde saçtığını kaydeden Hüseyin Doğru, “Bazen öyle bir koku geliyor ki insanlar sokaklardan çil yavrusu gibi evlerine dağılıyorlar” dedi. Doğru, “Üst bölgelerde koku biraz daha az. Ama alt bölgelerde maalesef koku çok fazla. Bu deri fabrikalarından çıkan atıkları atmak için çok para ödemeleri gerekiyormuş, bu deri fabrikası sahipleri de bunları atmamak için özellikle kömürlü olan kazanlarda biriktirip Cumartesi günleri veya özellikle gece saatlerinde yaktığı söyleniyor. Biz bu durumu söylediğimiz zaman bize ispat soruluyor. Ben gidip de kazanların içini açıp bakamam. Bu durumu içerde çalışan insanlar söylüyor. Bizden ispat istemekten ziyade bunları yetkililer takip etseler durum ortaya çıkar” dedi.

Hava Ölçüm Aracı Varken Koku Azalıyor

Geçmiş dönemlerde hava ölçüm aracı geldiğinde kokunun da kısmen azaldığını belirten Doğru: “Hava ölçüm aracını bir ara getirip Deri Organize Sanayi’nin önüne koymuşlardı. Havadaki kirli gazları tespit ediyordu. O aracı tekrar istedik, tamam koyacağız dediler hala o aracı koymadılar. Aracı koydukları zaman koku azalıyor. Araç olmadığı zaman çok fazla koku meydana geliyor” dedi.

Sadece Deri Fabrikalarından Kaynaklandığı Söylenemez

Hüseyin Doğru: “Bu deri fabrikalarından insanlarımız ekmek yedi ama çok fazla da zehirlendi. Bu sadece deri fabrikaları üzerinden değil, bu kontrolsüzlüklerinden de kaynaklanıyor. Bu sadece deri fabrikalarını suçlama bakımından söylemiyorum.  Bu deri fabrikalardan gelen pislikler mi yoksa Çerkezköy deki tekstil fabrikalarından gelen pisliklerinden dolayı mı neden kaynaklanıyorsa bu durumun temizlenmesi lazım” diyen Hüseyin Doğru: “Bize bir çay bardağı kirli su dereye akmayacak deniliyordu. Şimdi derenin kendi suyu kalmadı, hepsi fabrikalardan çıkan kirli su. Bekliyoruz, inşallah her şey düzelir” dedi.  

İmdat Şahin