Güvenliğimiz Açısından Meşru Bir Operasyondur

Kerim Atalay operasyonun güvenliğimiz için meşru olduğunu belirterek: “Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Şartnamesinin 51. Maddesindeki meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Bizim hemen sınırımızın dibinde Afrin bölgesinde ve sınırımızdan sürekli girme sızma eyleminde bulunan PKK, PYD ve DEAŞ’lı teröristlerin bir şekilde bölgeden uzaklaştırılması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik tedbirlerinin alınması bağlamında bu operasyon uluslararası hukuka uygun aynı zamanda da uluslararası hukuktan kaynaklanan Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullanmasından başka bir şey değildir. Yapılan operasyonların detayları incelendiği zaman bu net bir şekilde de görülebiliyor, operasyonun amacı sadece ve sadece terör unsurlarına karşı ve teröristlere karşı yapılan bir operasyon onun karşısında bugün dördüncü güne girmemize rağmen artık bütün ülkeler kabul eder hale geldi bu operasyonun meşruluğu özellikle Avrupa ülkeleri. Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullanması ve uluslararası hukuktan doğan haklı bir müdafaa olduğunu kabul edilmesi noktasına geldi. Özellikle bölgedeki sivillere karşı olumsuz hiçbir durumun olmaması sivillere yönelik hiçbir can kaybının da olmadığı geçtiğimiz süreç içerisinde net bir şekilde gözlemlenmiş oldu” dedi.

Amerika Terör Unsurlarını Destekliyor

Amerika Birleşik Devletleri’nin terör gruplarına destek verdiğini söyleyen Kerim Atalay: “Amerika’nın şimdiki meselesi değil daha önceki meselesi geçtiğimiz süreçlerde de sürekli terör unsurlarını desteklediğini görüyoruz. Değişik alanlarda destekleyen mahiyetinde sürekli terör unsurlarını maşa olarak kullandığı aşikâr. Bu süreçte de aynı şekilde YPG üzerinden silah yardımı konusunda ortaya çıkan belgeler, bilgiler, tespitler olmasına rağmen bunu kısmen kabul kısmen inkâr düzeyinde hareket etti. Ve artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha önceden olduğu gibi birilerinin parmak sallayarak yön verdiği, birilerinin yön vereceği bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık yok. Amerika da artık bunu bu şekilde görmesi gerekiyor. Görmeye de başladı diye düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık bölgede bölgesel güç olma konusunda kabul edilebilen bir devlet. Sayın genel başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi önceden olduğu gibi otur deyince otura, kalk deyince kalkan, ver diyince veren, al deyince alan, dur deyince duran, yürü deyince yürüyen bir devlet değil. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti önce kendi milletinin ve kendi sınırlarının güvenliğini almak noktasında bunun ötesinde bölgede gelişecek ve ülkemizi etkileyecek her hangi bir hususta müdahil olabilecek yön verebilecek, fikrini söyleyebilecek ve aldığı bir kararın arkasında güçlü bir sekil de durabilecek güçlü bir ülkedir” dedi.

Amerika’nın Haddi ve Hukuku Değil

Operasyonun sınırını ve süresini Türkiye Cumhuriyeti’nin belirleyeceğini söyleyen Atalay: “Bu mana da Amerika bizim bölgeye ne zaman gireceğimizi, bizim bölgede ne kadar kalacağımızı, bizim bölgedeki müdahalemizin sınırlarının çizilmesi Amerika’nın haddi ve hukuku değil diye düşünüyorum. Dolayısıyla biz kendi bölgemizde ki gerçekleri kendimiz biliriz. Kendi bölgemizdeki almamız gereken tedbirleri kendimiz alırız. Kendi bölgemizde vermemiz gereken mücadeleyi de sınırlarını da biz kendimiz çizeriz diye düşünüyorum. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konudaki süreçleri de dile getirdi. Amerika demişken de bir detaya girmek gerekir. Amerika bu güne kadar gerçek böyle olmamasına rağmen PKK ile PYD’yi iki ayrı örgüt diye anlatmaya lanse etmeye çalıştı. Ancak bugün bir açıklama yapıldı. Amerika’nın güvenlik uzmanı tarafından yapılan bir açıklamada. Artık YPG’nin PYD’nin PKK ile aynı örgüt olduğu, hiçbir farkının olmadığı bunu artık dünyada hiçbir kimseye bu şekilde kabul ettiremeyeceklerini özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve de Türk Milleti’ne bunu bu şekilde kabul ettiremeyeceklerini kendileri de ifade etmiş oldu” dedi.

Milletimiz Afrin Operasyonu’nda Birleşti

Kerim Atalay: “Aziz milletimiz adına ülkemiz adına sevindirici bir durum. Biz her zaman yerli ve milli konularda Afrin meselesi Türkiye’nin bekasıyla ilgili bir mesele, geleceğiyle ilgili bir mesele sınır güvenliğiyle ilgili bir mesele. Siz Afrin’deki terör unsurlarının hareket tarzı ya da orda yuvalanmasını bir şekilde engelleyemediğiniz taktir de Hatay’ı müdafaa edemezsiniz. İç sınırlarımızı müdafaa edemezsiniz. Bu anlam da ulusal bir mesele. Ulusun, milletin tamamını ilgilendiren ve hatta ülkenin geleceğini ülkenin birliğini ilgilendiren güvenlik meselesi olarak bakmak gerekir. Bu manada her türlü düşünce tarzına sahip olan vatandaşlarımız ve siyasi partiler tarafından sahiplenilmesi olması gereken gereken bir şey bunun haricinde davranış ve duruş sergilemek PKK’yla aynı safta olmak, aksi duruş sergilemek YPG ile DEAŞ’la aynı safta olmak anlamına gelir. Bu ülke de aklıselim hiçbir kimsenin kabul etmemesi gerekir diye düşünüyoruz” dedi.

Yapıcı Muhalefet Yapılmalı

15 Temmuz sürecine değinin Kerim Atalay şunları söyledi: “15 Temmuz konusunda şu ayrımı her zaman yapmak durumundayız. Üzülerek görüyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet Halk Partisi anlayışında eksen kaymasıyla karşı karşıyayız. Bunu şu tespitle yapıyoruz yani son Afrin meselesiyle ilişkilendirmek manasında söylemiyorum. 15 Temmuz da belirli zorlamalar ve mecburiyet hissiyle 15 Temmuz sürecine destek vermesi rağmen Cumhuriyet Halk Partisi ancak kısa bir süre sonra kontrollü darbe gibi tamamen FETÖ söylemlerinin dillendirmeye başladı. Afrin konusunda yine geri dönüş yaparak, terör örgütlerinin söylemlerini dillendirmek konusunda umut ediyorum geri dönmezler diye düşünüyorum. Biz her zaman şunu söylüyoruz, muhalefet yapmak yapıcı muhalefet olması gerekiyor, ülkeye katkı sunması gerekiyor. Muhalefet iktidarı bir şekilde çalışmaya zorlamak olması gerekiyor. Ya da doğruları bir kademe deha üst seviyeye taşımanın mücadelesi olması gerekiyor. Kaldı ki milli meselelerde, kaldı ki ulusal meselelerde bunun aksini düşünmek bunun adı muhalefet değil bunun adı başka bir şey olur diye düşünüyorum” dedi.  

Suriye’nin Toprak Bütünlüğünden Yanayız

Türkiye’nin her hangi bir ülkenin bir karış toprağında gözü olmadığını belirten Atalay Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirtti. Kerim Atalay: “Burada birinci mesele Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiçbir ülkede gözü yok bunu bir kere tespit edelim. Öncelikli olarak biz kendi güvenlik tedbirlerimizi almak durumundayız bunun ötesinde bölgede yaşanan zulme bölgede yaşanan insanlık dışı olaylara bir şekilde bölgede güç olan Türkiye Devleti’nin buna sahip çıkması ve buna son vermesi gerekir. Burada öncelikli olarak Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Yani ülkemiz açısından önemlidir. Şöyle ifade etmek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir başka ülkenin bir karış göz toprağında gözü yoktur. Onların toprak bütünlüğü bizim için de önemlidir. Buna bu fikirle bakmak gerekiyor. Tabi bunun yanı sıra mücadele veriliyor, Mehmetçiğimiz gereken mücadeleyi olması gerektiği gibi yapıyor. Afrin Operasyonu’nda 72 uçakla hareket başlatıldı. Zeytin Dalı harekatı. Belki emin olun bir harekatı dünyada başka bir ülke bu kadar kısa bir sürede bu kadar sistemli, düzenli ve sivillere zarar vermeden başlatıp devam ettirebilecek belki üç belki beş ülke bulabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğu bütün dünyaya ilan edilmiş oldu. Cumhurbaşkanımız da her defasında söylüyor. Dünya beşten büyüktür ifadesini kullanırken alt yapısı dolu olarak, bunun bir gerçeklik payı olarak ifade ediyor. Bu süreçte bunu bir kez daha görmüş olduk. Dünyaya da bir mesaj oldu bakış açım itibarıyla söylüyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Bunun korunması adına da ülkemiz üzerine düşeni yapıyor. Yapmaya da devam edecektir diye düşünüyorum” dedi.

Afrin Operasyonu Başarıyla Sonuçlanacak

Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu kaydeden AK Parti Çorlu İlçe Başkanı Kerim Atalay: “Afrin Bölgesinde devam eden operasyonumuzun hayırlısıyla netice alınarak sonuçlanmasını öncelikle olarak temenni ediyorum. Şehitlerimiz oldu onlara Allah’tan rahmet diliyorum, acılı ailelerine ve aziz Türk Millet’imize baş sağlığı sabırlar diliyorum. Ancak bu mücadele bugünün mücadelesi değil geçmişten gelen bir mücadele, bölgemizde biz güçlü ve dik durmadığımız sürece PKK’sı PYD’si FETÖ’sü, DEAŞ’ı ve benzeri terör unsurlarının bir şekilde bölgemizde temizlenmesini sağlamadığımız sürece milletimizin mutluluğu refahını ve güvenliğini de sağlamamız da pek mümkün olmayacak. Bu mücadele toplu ve topyekûn verilmesi gereken bir mücadele. Dolayısıyla inanıyorum ki ileriki bir süreçte güçlü bir Türkiye’nin temelleri atılmış durumda inanıyorum ki ileriki bir süreçte dünyaya yön veren artık küresel aktör olan bir Türkiye Cumhuriyeti göreceğiz. Özellikle önümüzdeki süreç için söylüyorum. Küresel aktör olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti göreceğiz. Bunun da belirtilerini emarelerini görmeye başladık. Daha önce bölgemiz de yaşadığımız olaylar karşısında acaba Türkiye’ye ne söyler hiç kimsenin kafasından bir soru dahi geçmezken, bunu merak dahi etmezken, artık görüyoruz ki bırakın bölgeyi, dünyanın her hangi bir yerinde yaşanacak ve meydana gelecek bir olayla ilgili ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne söyler ne düşünür bu konuda nasıl bir duruş sergiler dünya milletleri bunu merak ediyor.  Bu da ülkemizin önünün açık olduğunu ve dünya da söz sahibi olduğunu görüyoruz. Bu süreç hayırlısıyla toparlanacak. Bölgemiz hayırlısıyla rahat nefes alacak” dedi.

İMDAT ŞAHİN