• Öğretmenler Haklarını Aramak İçin Meydanlara Çıktı
  • Öğretmenler Haklarını Aramak İçin Meydanlara Çıktı
  • Öğretmenler Haklarını Aramak İçin Meydanlara Çıktı
Çorlu Güncel

Öğretmenler Haklarını Aramak İçin Meydanlara Çıktı

  • 20 Kasım 2023
  • 583 Kez Okundu

Hafta sonu sağanak yağışa aldırış etmeyen Eğitim İş Sendikası üyeleri meydana çıkarak haklarını istedi.

Hafta sonu Süleymanpaşa Hasan Ali Yücel Meydanı’na çıkan Eğitim İş Sendikası burada bir basın açıklaması yaptı. Hasan Ali Yücel Meydanı’nda yapılan açıklamaya Birleşik Kamu İş MYK üyesi Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreteri Mehmet Koç, Eğitim İş Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer, Eğitim İş Genel Özlük- Hukuk Sekreteri Orhan Yıldırım, Eğitim İş Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkolay, Birleşik Kamu İş Tekirdağ Başkanı Rıdvan Dırak, Eğitim İş Tekirdağ 1 Nolu Şube Başkanı Barış Özer, Eğitim İş Tekirdağ 2 Nolu Şube Başkanı H. Mahmut Er, Eğitim İş Çanakkale, Edirne, Kırklareli, İstanbul 1,3,4,5 Nolu Şubeleri, Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekilleri İlhami Özcan Aygun ve Nurten Yontar, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, 29 Ekim Kadınları Derneği, CHP İl ve İlçe Örgütü, İYİ Parti İl ve İlçe Teşkilatı, Atatürkçü Düşünce Derneği ve vatandaşlar katıldı.

GEÇİNEMİYORUZ, BARINAMIYORUZ, YAŞAYAMIYORUZ DEMEK İÇİN BURADAYIZ

Eğitim İş adın açıklamayı sendikanın genel sekreteri Cengiz Sarıyer yaptı. Sarıyer yaptığı açıklamada: Bizler geleceğin mimarı, eğitimin asli unsuru eğitim emekçileriyiz. Birilerinin hiç dilinden düşürmediği o Yeni Türkiye’nin görmezden gelinenleri, sefalete itilenleri, itibarı ve hakları yok sayılanlarız. Ve bugün, bıçağın kemiğe dayanmakla kalmadığını artık kesmeye başladığını haykırmak, “geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz” demek için buradayız. İktidarın öncelikleri ile ülkenin ve yurttaşların ihtiyaçları arasındaki makas her geçen gün açılmaktadır. Göz göre göre ekonomik buhrana sürüklenen ülkemiz, emekçiler için bir hayatta kalma yarışmasının platformuna dönüştürülmektedir. Memur ve memur emeklisinin 2024 ve 2025’te alacağı ücretlerin belirlendiği 7. Dönem Toplu sözleşmesi, ülkemizde her şey durmadan pahalanırken insan emeğinin günden güne ne kadar ucuzlaştırıldığının, kamu emekçisinin yöneticiler gözünde ne denli kıymetsiz olduğunun göstergesi olmuştur. TÜİK’in paralel evrendeki Türkiye’ye bakarak belirlediği enflasyon oranları, göstermelik görüşme masası, kapalı kapılar ardında toplantılar, sarı sendikaların mikrofonlar önünde dostlar muhalefette görsün tadında göstermelik itirazları, yapısı nedeniyle zaten adil olması beklenemeyecek olan Kamu Hakem Heyeti’nin devreye girmesi derken müzakere değil müsamere yapılmıştır ve perde, kamu emekçisine sefalet kararıyla kapanmıştır.

EĞİTİM EMEKÇİLERİ GEÇİNEMİYOR, HAKLARINA KAVUŞAMIYOR

Konuşmasını sürdüren Eğitim İş Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer, “Sadece insanlık onuruna yakışır bir ücret değil, insanlık onuruna yaraşır koşullarda çalışma hakkımız da gasp edilmiştir. Çalışanların haklarının birer birer elinden alındığı, kamu çalışanlarının toplu sözleşme masalarında satıldığı bu süreçte, iktidar, Eylül ayında Orta Vadeli Program, 16 Ekim’de 12. Kalkınma Planı, en son 20 Ekim’de Merkezi Bütçe Kanun teklifini açıklamış ve yine emeği, emekçileri hedef almıştır.  Artık insanlar günlük ihtiyaçlarını bile borçla karşılarken, Bakan Şimşek, enflasyonun “ücretlerdeki artış yüzünden arttığını” bunu önlemek için de hedeflenen enflasyona göre ücret artışı yapacaklarını söylemiştir. TÜİK’in rakamları dahi gerçek enflasyonu yansıtmazken hedeflenen enflasyona göre artış yapılacak olması, açlık sınırının altında ücretle yaşamaya mahkum edilen halkın elindeki avucundakine de göz dikilmesi anlamına gelmektedir. Düşük kredi faizleriyle yandaşlarına büyük kaynaklar aktaran iktidar, bunun yükünü enflasyonun sorumlusu değil, mağduru olan emekçiye, emekliye yani dar gelirli vatandaşın sırtına yüklemektedir.  Okullarda çocuklarımız aç karnına ders dinlerken, musluklardan su içerken, okul kantinlerinde bir tost, bir ayran 50 lira olmuşken, okul yemeği kaldırılarak; emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda kalan emeklilere ikramiye verilmeyerek tasarruf edilmeye çalışılmaktadır. Yanlış ekonomi politikalarının sonucu olan enflasyonu düşürmek için “programımıza destek verin” diyerek yine vatandaştan fedakarlık beklenmektedir.  Tüm kamu emekçileri gibi; eğitim emekçileri geçinemiyor, haklarına kavuşamıyor, ailesinin ihtiyaçlarını gideremiyor, her ay borç batağına biraz daha batıyor, yanlış politikalar nedeniyle toplumda hak ettiği saygıyı göremiyor. Gerçek, iktidarın Öğretmenler Günlerinde ezbere söylediği süslü laflarda değil. Gerçek, MEB’in havuz medyasında tarif ettiği yalancı pembe tabloda değil. Nedir gerçek? Eve boynu bükük, derslere düşünceli girdiğimizdir. Nedir gerçek? Daha ayın ortasında ay sonunu kara kara düşünmeye başladığımızdır. Artık yaşanabilir bir emeklilik hayalinin bile bizden çalındığı, on yıllar boyunca insan yetiştirmiş eğitim emeklisinin emeklilikte bile çalışmak zorunda kaldığıdır gerçek” ifadelerini kullandı. 

CENGİZ SARIYER, “25 KASIMDA ANITKABİRDE OLACAĞIZ”

“25 Kasım Cumartesi günü ise düzenleyeceğimiz büyük Ankara buluşmasında, Anıtkabir’e giderek Atamıza, Başöğretmenimize saygılarımızı sunacak, sonra alanlardan Başöğretmenin eğitim neferlerinin haksızlık karşısında nasıl tek yumruk olduğunu göstereceğiz” diyen Eğitim İş Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer “Haklarımız için, taleplerimizi sağır kulaklara işittirmek için, tıpkı öğrencilerimize öğrettiğimiz gibi haksızlık karşısında sessiz kalmayacağımızı vurgulayacağız. Unutulmasın, eğitim sadece bir faaliyet değil her ülke için geleceğe uzanan en sağlam köprüdür. Eğitim emekçisi sadece bir meslek uzmanı değil, geleceğin mimarıdır. Dolayısıyla 25 Kasım’da Başkentte haykıracağımız gerçekler, sadece eğitim emekçisinin sorunları değil aynı zamanda memleket meselesidir. Bu yüzden eğitim ve eğitim emekçisinin sorunlarına gözünü kapatmayan tüm siyasi partileri, tüm demokratik kitle örgütlerini ve ülkesi için iyi bir eğitim sistemi ve iyi bir gelecek düşleyen tüm yurttaşları 25 Kasım’da aramızda olmaya, mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz. Eğitim emekçisinin nefes alamadığı bir düzende sağlıklı bir eğitim sistemi olamaz. Daha yeni kurulmuşken bile eğitimi, vatan müdafaasıyla aynı değerde gören Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet, ikinci yüzyılına eğitimi ve eğitimciyi bu kadar geri plana atmış şekilde giremez. Gelin, birlikte değiştirelim!” dedi. 

İMDAT ŞAHİN