• Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
  • Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi:  Sesimizi Duyan Var Mı?
Çorlu Güncel

Otizmli Bireylerin Aileleri Böyle Seslendi: Sesimizi Duyan Var Mı?

  • 02 Nisan 2021
  • 1417 Kez Okundu

Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle Çorlu Atatürk Meydanı’nda tören düzenledi.



Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilen 2 Nisan, her yıl otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla kutlanıyor. 02 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle düzenlenen törene otizmli bireylerin aileleri, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Kum, Ergene Belediye Başkan Yardımcısı Ayça Albayraktar, STK temsilcileri katıldı. 
“HEP BİZ İSTİYORUZ, YETKİLİLER NE İSTEDİĞİMİZİ SORMUYOR”
Atatürk Meydanı’ndaki tören anıta çelenk sunulmasıyla başladı ardından saygı duruşu istiklal Marşı okundu. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Apaydın yaptı. Apaydın, “Yine bir 2 Nisan Otizm farkındalık gününde meydanlarda, kürsülerde otizmi, taleplerimizi ve önerilerimizi anlatacağız. Bir sonraki 2 Nisana kadar kapı kapı dolaşıp isteklerimizi ifade edeceğiz. İşin acı tarafı hep biz isteyeceğiz. Bir gün, bir yetkili bize gelip siz ne istiyorsunuz diye maalesef sormayacak” dedi. 
“BİR EBEVEYN OLARAK NE İSTİYORUZ”
“Bir hayal işte böyle bir durum gerçekleşse bir ebeveyn olarak ne isterdik?”  diye soran Ömer Faruk Apaydın, “Mesela, çocuğumuzun, benim gözümün içine benimde onun gözünün taa derinliklerine doya doya bakmak isterdik. Çocuğumuzun, bizi gördüğünde gülümsemesini bizi parmağıyla gösterip baba/anne demesini isterdik. Çocuğumuzun, yan odada mutlu huzurlu uyuduğunu bilerek bizde deliksiz bir uyku uyumak isterdik. Çocuğumuzun, odasında oyuncakları ile beraber oynamak isterdik. Çocuğumuzun, elinden tutup beraber parka gidip o arkadaşları oynarken onu seyretmek isterdik. Çocuğumuzun, anaokulu bırakıp hiçbir kaygı duymadan işe gitmek isterdim. Çocuğumuzun, okul çağına geldiğinde okula bırakmak, sonra almak, derslerine yardımcı olmak, karnesine bakıp’’ üzülme düzeltirsin veya aferin evladıma ‘’deyip gururlanmak isterdik. Çocuğumuzun, ergenlik dönemine onunla kuşak çatışmasına girmek, eşimize ‘’hanım ne olacak bu çocuğun hali ‘’demek isterdik. Çocuğumuzun, üniversite imtihanındayken heyecanla kapıda beklemek, sonuçlar açıklandığında ‘’üzülme seneye kazanırsın veya kazandığında seninle gurur duyuyorum ‘’demek, mezuniyet töreninde kepini havaya atarken gururla onu seyretmek isterdik. Çocuğumuzun, askere gidişini yaşlı, kaygılı bir o kadar gururlu bir şekilde uğurlamak isterdik. Çocuğumuzun, karşımıza geçip ben seviyorum aşığım sonrada torunun yolda torun sahibi oluyorsun demesini isterdik” dedi. 
EĞİTİM SÜRÜLERİNİ HATALIK 45 SAATE ÇIKARILMASINI İSTİYOYORUZ
“Çok şey mi istiyoruz? Şu anda bu isteklerin olmayacağını biliyoruz. Oysa ki basit bir düzenlemeyle özel eğitim öğretmeni ve diğer branş öğretmenleri yetiştirilip, istihdam edilip, çocuklar ile en kısa zamanda eğitime başlatılırsa, 8-10 saatlik aylık eğitim süresini haftalık 45 saate çıkartılışa isteklerimizin çoğunun hayal olarak kalmaması içten bile değildir” diyen Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Apaydın, konuşmasını sürdürdü: “Çocuğumuzun, elinden tutup sokakta özgürce yürümek, markete girip alış veriş yapmak, lokantada kafelerde oturup yemek yemek, çay içmek, toplu taşıma araçlarına binmek ve bunları korku kaygı çekingenlik duymadan çevrenin bizi acıyarak veya tenkit eder şekilde bakan gözlerle yapmamasını isterdik. Çok şey mi istiyoruz? Devlet, görsel ve yazılı basın, Sivil Toplum Örgütleri ile elele verip otizm konusun toplumu bilgilendirecek çalışmalar yapsalar. Bu sorunun sorun olmaktan çıkması içten bile değildir. Çocuğumuzun, güvenli ellerde olduğunu bilip her normal insan gibi dışarı çıkmayı, sinemaya, arkadaşlara gitmeyi kendimize zaman ayırmayı, bizler bu dünyadan göçtükten sonra gözümüzün arkada kalmayacağını bilmek isterdim” dedi. 
OTİZM ÇOK CİDDİ BİR TOPLUM SAĞLIĞI SORUNUDUR
Konuşmasını sürdüren Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Apaydın, “Çok şey mi istiyoruz? Bu çocuklardan önce bizlerde sosyal varlıklardık. Ancak devlet ve toplum bu çocukların tüm sorumluluklarını bizim üzerimize yıkıp dışlayınca ailelerde parçalanmalar ve intiharlar yaşanmaya başladı. Devlet bizlere hem psikolojik hem gelir düzeyi ne olursa olsun ekonomik destek verirse, devlet sosyal devlet olduğunu unutmayıp bu çocuklar için kısa süreli veya uzun süreli kalacağı eğitimine devam edeceği yaşam merkezleri açar ise bu durumun ortadan kalkması içten bile değildir. Otizm 2018 de 69 çocukta 1 iken 2020 de bu oran 54 de 1 dir. Otizm çok ciddi bir toplum sağlığı sorunudur. Sebep ve tedavisi yoktur. Tek mücadele yöntemi erken başlayan eğitimdir. Bu nedenle her sene bu kürsülerden sizlere haykırıyoruz. Sesimizi duyan var mı?” dedi. 
59 otizmli annenin mektup yazarak oluşturulan kitap katılımcılara dağıtıldı. 
İMDAT ŞAHİN