Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanmaya başlanan Proje Okullar kapsamında ülkenin dört bir yanındaki liseler arasından seçilen Şehit Metin Arslan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Türkiye genelinde güzide okullar arasında yerini aldı.
“Daha Yeşil Bir Çorlu İçin Çalışıyoruz”
- 14 Ocak 2025
Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, 2024 yılı boyunca şehirdeki yeşil alanları artırmak ve mevcut alanları güzelleştirmek için çeşitli bitki dikimleri gerçekleştirdi. Toplamda 760 adet ağaç, 39.686 adet çalı ve 185.948 adet çiçek toprakla buluşturularak Çorlu’nun muhtelif noktalarına ağaç ve çiçek dikimi gerçekleşti. Sıfırdan üretim konusunda önemli adımlar atan Park ve Bahçeler Müdürlüğü, park ve ağaçlandırma alanlarında kullanılmak üzere Sarılar Mahallesi Bitkisel Üretim Şefliğinde 8.500 adet ağaç yetiştirdi. Ayrıca 35 dekarlık bir alanda çim yetiştirme çalışmaları da devam ediyor.
Var Olan Ağaçların Bakımı Yapıldı
Kent genelindeki bitki sağlığını korumak ve yeşil alanları düzenli tutmak amacıyla 248 noktada toplam 826 budama ve kesim çalışması yapıldı. Bu kapsamda, ağaçların daha sağlıklı büyüyebilmesi için gerekli bakımlar eksiksiz bir şekilde tamamlandı.
Binlerce Fide ve Çiçek Üretildi
Park ve Bahçeler Müdürlüğü, üretim kapasitesini artırma hedefiyle şu ana kadar şu bitkileri yetiştirdi: 1.000 adet fıstık çamı ve 1.000 adet servi fidesi, tohumdan üretildi. 135 adet palmiye fidesi üretildi. 9.600 Seymen kavunu fidesi, 75.000 menekşe, 75.000 çuha ve 1.000 sardunya çiçeği üretildi. Bunun yanı sıra, ilerleyen dönemlerde kullanılmak üzere, 6.500 aronya, 3.900 gül ve 1.000 ortanca çeliği alınarak köklenmesi için tavalara dikildi.
“Şehrimize Yaşam Enerjisi Geldi”
Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, gerçekleştirilen bu çalışmalarla ilgili olarak; “Çorlu’muzun her köşesinde yeşil dokuyu artırmak, doğayı korumak ve şehir estetiğini geliştirmek için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl dikilen binlerce ağaç ve çiçek, şehrimize yaşam enerjisi kattı. Tüm bu emekler, daha yaşanabilir ve daha güzel bir Çorlu için... Doğamızı korumaya, yeşil alanları artırmaya ve kentimizi çiçeklerle donatmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Başkan Sarıkurt Mahalle Ziyaretlerine Devam Ediyor
- 14 Ocak 2025
Önce mahalle muhtarlıklarını ziyaret eden Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt daha sonra vatandaşlarla ve esnaflarla bir araya gelerek mahallenin sorunlarını dinliyor. Çoğu zaman Çorlu’daki mahalle muhtarlıklarını ziyaret eden Başkan Sarıkurt ardından mahalle sakinleriyle bir araya gelip dertlerini dinleyerek çözüm bulmaya çalışıyor. Kemalettin Mahallesi’ni ziyaret eden Başkan Sarıkurt ardından esnaf ve mahalle sakinleriyle bir araya geldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, “Kemalettin Mahalle Muhtarımız sayın Halit Atabey’i Başkan Yardımcımız Renal Rehkan ve Meclis Üyelerimiz Rana Arım ve Ecevit Karaca ile birlikte ziyaret ettik. Ardından mahalle esnafımızla buluştuk; talep ve önerileri dinledik, kayıt altına aldık” ifadelerine yer verdi.
Kamu Çalışanlarından Ortak Eylem!
- 14 Ocak 2025
Öğretmen sendikalarının da yer aldığı konfederasyonlara bağlı sendikaların katıldığı eylem Süleymanpaşa Hasan Ali Yücel Meydanı’nda yapıldı. Soğuk havaya rağmen sendika üyeleri meydanda bir araya geldi. Çorlu’da bulunan sendikalarda otobüsler ve araçlarıyla eyleme katılmak için Hasan Ali Yücel Meydanı’na gitti. Yüzlerce kamu çalışanının yer aldığı eylemde kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan yüzde 11,54’lük zam protesto edildi. Birleşik Kamu İş Tekirdağ Başkanı Rıdvan Dırak ve Eğitim Sen Tekirdağ başkanı Oktay Özçelik’in açılış konuşmaları ardından, Eğitim İş Tekirdağ 1 Nolu şube Başkanı Barış Özer, Eğitimİş Tekirdağ 1 Nolu Şube Eğitim Sekreteri Fulya Gümüşhan basın açıklamalarını okudular.
%11,54 GİBİ TRAJİKOMİK BİR ZAM UYGULAMAK, ALIN TERİMİZE VE EMEĞİMİZE YAPILMIŞ BÜYÜK BİR HAKARETTİR
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’na bağlı Eğitim İş Tekirdağ 1 Nolu Şube Bakanı Barış Özer yaptığı açıklamada: “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz! Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz! Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır” dedi.
ARTIK TÜKENDİK! HAKKIMIZ OLANI TALEP ETMEK İÇİN BURADAYIZ
Konuşmasını sürdüren Barış Özer, “2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir. Cumhurbaşkanı'nın "fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir. Sayın Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz! Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz! Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Artık tükendik! Hakkımız olanı talep etmek için buradayız: Ancak, en düşük memur maaşına %100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır. Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir. Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır. Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır! Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz! Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır” dedi.
BUGÜN ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANARAK, 1 (BİR) GÜNLÜK İŞ BIRAKMA EYLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
“Artık sessiz kalma zamanı değildir. Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz” diyen Barış Özer “Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz! Hep birlikte sesimizi yükseltelim! Bu burada bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz. İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz. "sizler yediniz hesabı biz ödemeyeceğiz! "yaşasın örgütlü mücadelemiz” ifadelerine yer verdi.
İMDAT ŞAHİN