Çorlu Kalesinin terk edilmiş ve bakımsız hali vatandaşları ve tarih meraklılarını üzdüğü kadar kalenin etrafında yaşayan vatandaşları da rahatsız ediyor. Vatandaşlar çöp yığınlarının döküldüğü, uyuşturucu kullanıcılarının mekânı haline gelen tarihi Çorlu Kalesi’nin restore edilemese dahi arkeopark yapılarak temizlenmesini ve turizme kazandırılmanı istiyor.
Kaderine
Terk Edildi
Çorlu Kalesi’yle ilgili gazetemize bilgi veren
mahalle muhtarı İrfan Vardı kalenin restore edilmesini istedi. İrfan Vardı:
“Çorlu Kalesi adeta kaderine terk edilmiş durumda. Binlerce yıllık bir tarih
burası, bu yer Avrupa’nın başka bir yerinde olsa yüzlerce defa restore
edilirdi. Fakat Türkiye’de tarihi yapılara bakışımız maalesef çok zayıf.
Kalenin bulunduğu tepe Çorlu’nun tarihi bir yeri haline getirilebilir. Kale
restore edilerek minyatür bir yerde yapılabilir. Kesinlikle kaderine terk
edilmemesi gerekir” dedi.
Buraya
Bir Ruh Kazandırılmalı
Çorlu Kalesi restore edilerek buraya bir ruh kazandırılabilir
diyen İrfan Vardı; “Çorlu Kalesi restore edilmeli. Yetkiler vatandaşın sesini
duymak zorunda. Herkes buranın restore edilmesini istiyor. Tüm Çorlulu
Tekirdağlı vatandaşlar buranın restore edilmesini istiyor. Restore edilirse bu
tepe bir ruha kavuşacaktır. Çorlu’da insanların gezip göreceği cazip bir yer
olabilir” dedi.
Birinci
Derece Sit Alanı
Çorlu Kalesi’nin tarihi eser olarak tescili ancak
19 Ekim 1990’da Edirne Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun kararıyla mümkün
olabildi. Bu tarihte 2. Derece Arkeolojik Sit ilan edilen Çorlu kalesi, 1993’te
tarihi önemine binaen birinci derece arkeolojik sit ilan edilmiş, izinsiz tüm
kazı ve çalışmalar yasaklanmıştır.
Tarihi kaynaklarda verilen bilgilere göre bir
Tunç Çağı Frigya-Grek kolonisi olan Çorlu’nun tarihi 3 bin yıl geriye gidiyor. Roma ve Bizans
İmparatorluğu’nun önemli askeri merkezlerinden biri olan Çorlu’da, bölgeyi
kontrol etmek için Roma İmparatorluğu tarafından surlar ve kale inşa edildi.
İnşa edilen kale Bizans döneminden tahkim edilerek güçlendirildi. İstanbul’u
korumak ve Trakya’nın kontrolünü sağlamak için merkezi bir noktada yer alan
Çorlu’da askeri yapılar imparatorluk için her dönemde önem arz etti. Çorlu
kasabası ise kalenin etrafında oluşan sivil yerleşimlerin kurularak
genişlemesiyle oluştu.
Roma İmparatorluğu tarafından Trakya’da yapılan
kale ve sur sisteminin bir parçası olan Çorlu Kalesi’nin surları Çorlu’nun
Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmesinden sonra 1. Murat tarafından yıktırıldı. Kalenin tekrar Bizanslıların eline geçmemesi
ve Çorlu’nun Bizanslılar tarafından savunulmasını zorlaştırmak için yıkılan
surlardan günümüze hiçbir iz kalmazken Çorlu Kalesi’nin şu anki durumu da içler
acısı. Tepede koyunlar otlarken, aynı zamanda tepe atık deposu haline
getirilmiş durumda.
Çorlu’nun
Fethi Ve Kalenin Yıktırılması
Tarihi kaynaklara göre Murat Hüdavendigar 1360
yılında Bizans’ın Rodosto adını verdiği Tekirdağ’ı fethettikten sonra Çorlu’ya
yöneldi. Çorlu Kalesi’nin Bizanslı komutanı kaleyi teslime yanaşmayınca kale
kuşatmaya alındı. Çatışmalarda kale komutanı gözünden yaralanınca kalenin
alınması kolaylaştı. Kale komutanı esir alındıktan sonra öldürüldü. Çorlu’ya
Anadolu’dan halk getirtilerek yerleştirildi. Murat Hüdavendigar Kosova
Savaşısırasında öldürülünce Bizanslılar da kaleyi tekrar ele geçirdi. Oğlu
Yıldırım Beyazıt Çorlu’yu tekrar el geçirdikten sonra ilk iş olarak Çorlu’nun
bir daha Bizanslıların eline geçtiğinde savunulmasını imkânsız hale getirmek
için kaleyi ve surlarını yıktırdı. Günümüzde de Çorlu Kalesi yaklaşık 800
yıldır yıkık halde bulunmaktadır. Kalenin kalıntılarındaki tahribat ise 1980’li
yıllardan sonra göçün artmasıyla birlikte yoğunluk kazandı.
İMDAT ŞAHİN – SEYFİ GENÇ