Çorlu Avrupayakası Gazetesi

Begüm Şişman Tufan

Duyguların Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Begüm Şişman Tufan

[email protected]

Çocuklar duygularını tanımakta ve kontrol etmekte zorluk çekerler. Yetişkinler ise duygularını kontrol altına alabilir ve  duygulardan gelen istekleri frenleyebilir. Beynin limbik sistemi duyguları düzenleyen bir mekanizmadır. Ön beyin ise iradenin ve düşünmenin merkezidir. Yani duyguları kontrol altında tutan düzenleyen ön beyindir . Çocuklarda ön beyin gelişmemiş olduğu için duyguları frenleyebilmek imkansızdır. Merak duygusu çocuğu dürttüğünde, yetişkine göre karıştırılmaması gereken dolapları karıştırabilir, dağıtabilir. Kıskançlık duygusu çocuğu etki altına aldığında , kardeşinin oyuncağını kırabilir.  Duygu o kadar baskındır ki, ebeveynlerinin söylediği söz ve telkinler çocuklara sinek vızıltısı gibi gelebilir.

Duygular çocukları etki altına alır fakat bu durumun eğitilemeyeceği anlamına gelmez. İlk dikkat etmemiz gereken konu çocuklarımıza duyguları tanıtmaktır. Korkmak, sevmek, üzülmek, ürkmek, heyecanlanmak, hayal kırıklığına uğramak, endişelenmek, hırs yapmak, çekinmek, hoşlanmak, kızmak, nefret etmek, utanmak, pişman olmak, yadırgamak, özlemek, ümitsizliğe kapılmak, merak etmek, istemek, iğrenmek, mest olmak, hüzünlenmek gibi o kadar çok duygu vardır ki. Önceliğimiz ebeveyn olarak, anne-baba çocuk ilişkisinde iletişim kurarken duyguları kullanmalı ve çocukların bu duyguları öğrenmesini sağlamalıyız. Çocuklarımıza ‘ne hissettin? ‘sorusunu sorarak duygusunu tanımayı öğretebiliriz. Arkadaşım bana vurdu diyen bir çocuğa  arkadaşın sana vurduğunda ne hissettin? diye sorduğunuzda ben ona vurdum ve öğretmene söyledim diyebilir duygularından çok  yaptıklarından bahseder. Anne- baba kızdın mı? , üzüldün mü?, korktun mu? diye tekrar sorarak duygulara işaret eder ve bu sayede çocuk duygu mekanizmasının farkına varır. Duygular ve davranışlar birbiriyle ilişkili mekanizmalardır. Kızmak normal ama şiddet davranışı normal değildir, kıskanmak normal fakat zarar vermek normal değildir. Çocuklarımızın duygularını anlamalı, davranışlarında yol gösterici olmalıyız.

Örneğin, abisinin oyuncağını isteyen ve bunun için ağlamaya başlayan bir çocuğa annesinin gelip hemen oyuncağı verirse çocuk kendi sorumluluğunu üstlenmeyi, nasıl çözüm bulacağını asla öğrenemez. İdeal olan annenin çocuğa ağlamadan söyleyebilmesi için destek olması, duygusunu anlaması ve isteğine nasıl ulaşacağı ile ilgili soru sorması gerekir.

Kendini kötü hisseden birisinin çevresine bağırması, başarısızlık duygusu içinde olan birisinin başkalarını suçlaması ve utanç duygusu yaşayan bir kimsenin içine kapanması kimseyle görüşmek istememesi gibi.. Bütün bu davranışların altında tek bir mesaj vardır. ‘İçimde beni rahatsız eden bir duygu var ve açığa çıkmak istiyor. Lütfen beni bundan kurtar!’ Anne –baba olarak çocukların duygularını anlamalı, davranışlarında yani duygularını ifade şekillerinde yeni yöntemler göstermeliyiz.

Yazı 10942 kez okundu

Begüm Şişman Tufan Köşe Yazıları